Önce Çocuklar ve Kadınlar
Sunay Akın'ın "Önce Çocuklar ve Kadınlar" adlı eseri, okuyucuyu tarihin derinliklerine, özellikle de denizlerin altında yatan kıymetli "batıklara" doğru duygusal ve entelektüel bir yolculuğa çıkaran, kendine has deneme ve öykülerden oluşmuş bir kitaptır.
Eser, başlığını denizcilik ahlakının en bilinen kuralı olan "Önce kadınlar ve çocuklar kurtarılır" sözünden alsa da, Akın bu kuralı ve gemi kazalarını sadece fiziksel bir felaket olarak değil, aynı zamanda tarihimizin, edebiyatımızın ve bireysel yaşamların "kıymetli batıkları" olarak ele alır. Yazar, batık gemiler, destansı şairler, meşhur gezginler ve unutulmuş aşklar gibi birçok farklı konuyu, kendi şairane ve sarmalayıcı üslubuyla adeta karaya çıkarır ve okuyucuyla yüzleştirir.
Kitabın genel atmosferi, Dumlupınar, Ertuğrul ve hatta dünyaca ünlü Titanik gibi deniz trajedilerinin etrafında dönerken; Akın, bu olaylarla bağlantılı olarak ortaya çıkan insan hikayelerini, ilginç tarihi anekdotları ve beklenmedik coğrafi ve kültürel bağlantıları ustalıkla işler. Okuyucu, batan gemilerdeki son anların dramından, Nâzım Hikmet'in gençlik dönemindeki bir gemiye dair gözlemlerine, hatta bir gemi kazası sırasında Hitchcock'un filmlerinde görünme alışkanlığını nasıl aştığına dair anekdotlara kadar pek çok farklı detayı bir arada bulur.
Sunay Akın, bir tarih yazarı titizliğiyle topladığı bilgileri, bir şairin inceliği ve duygusallığıyla harmanlayarak, bu batık öykülerinin sadece birer trajedi değil, aynı zamanda insan ruhunun direncini ve ölümsüz anların nasıl birleştiğini gösteren 'şiirsel gizli tarihimiz' olduğunu hissettirir.
|