Kırdığımız Oyuncaklar
Sunay Akın’ın usta kaleminden çıkan "Kırdığımız Oyuncaklar" adlı deneme kitabı, okuyucuyu sadece çocukluk anılarına değil, aynı zamanda tarihin ve edebiyatın derinliklerine doğru eşsiz bir yolculuğa çıkarır. Kitap, adından da anlaşılacağı gibi oyuncakları ve oyun kültürünü merkezine alarak, bu nesnelerin arkasındaki büyük hikayeleri, kırılan masumiyetleri ve insan hayatındaki dönüm noktalarını kendine has öyküleme üslubuyla aktarır.
Akın, her bir oyuncağı ya da çocukluk anısını, ünlü bir sanatçının, yazarın, bilim insanının veya tarihi bir olayın gizli anahtarı olarak kullanır. Örneğin, Danimarkalı masalcı Hans Christian Andersen'in fakir bir ailenin çocuğu olmasına rağmen ayakkabı tamircisi babasının bez kuklalarıyla kurduğu dünyadan, 1841'de İstanbul'a yaptığı gemi yolculuğunda tanıştığı Züleyha adlı altı yaşındaki bir kız çocuğunun Eyüp oyuncağının Andersen'in hayal gücünü nasıl tetiklediğine dair çarpıcı bir hikayeyi okura sunar.
Yazar, bu bağlantılar aracılığıyla çocukluğun saflığını, kırılan oyuncakların aslında kırılan hayalleri, umutları ve kalpleri temsil ettiğini vurgular. Nazım Hikmet'ten güncel olaylara, Hitler’den Kızılderililere kadar birbirine uzak gibi görünen konuları tahta atlar, topaçlar ve bebek evleri gibi oyuncaklarla örerek, okuyucuyu sürekli şaşırtan, düşündüren ve yer yer hüzünlendiren, ama her zaman bilgilendiren zengin bir kültürel mozaik oluşturur. "Kırdığımız Oyuncaklar" bu yönüyle, salt bir nostalji kitabı değil, çocukluğun evrensel dili üzerinden yetişkinlerin unuttuğu insani değerleri hatırlatan derinlikli bir araştırma ve duygu kitabıdır.
|
